OKUL DOSTLARI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
PortalliAnasayfaAramaLatest imagesGiriş yapKayıt Ol

 

 Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
erhanmat
Yeni Üye
Yeni Üye
erhanmat


Mesaj Sayısı : 11
Yaş : 42
Kayıt tarihi : 13/06/07

Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları. Empty
MesajKonu: Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları.   Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları. Icon_minitimePerş. Haz. 14, 2007 5:46 pm

Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları..
Matematik korkusundan nasıl kurtulabilirsiniz `Matematikten nefret
ediyorum`, `bana göre değil` ya da `kabusum` diyenler, fobilerinizden
kurtulabilirsiniz

Öncelikle matematiksel geçmişinizi tespit edin

İşlem kabiliyetiniz yetersiz ise matematiğin temel konularını
çalışmakla işe başlayabilirsiniz. İşlem kabiliyeti, matematiğin ABC'si
gibidir. Nasıl ki harfleri bilmeden okuma-yazma öğrenemezseniz; işlem
yapmayı bilmeden matematiğin diğer konularını öğrenmeniz mümkün
değildir.

Eğer işlem kabiliyetiniz düşük ise ders çalışmaya dört işlem, rasyonel
sayılar ve işlemler, köklü ve üslü ifadeler, çarpanlara ayırma,
özdeşikler konularıyla başlayabilirsiniz. İlköğretim öğrencileri
özellikle dört işlem kabiliyetini (toplama, çıkarma, bölme, çarpma)
çok iyi edinmiş olmalıdır.

İşlem kabiliyetiniz iyi, fakat konuları anlamakta güçlük çekiyorsanız;
ders çalışırken konuları kavramaya daha fazla vakit ayırmalısınız.
Özellikle matematiğin en güç alanı çeşitli problem tiplerini
birbirinden ayırt edebilmektir. Yani hangi problem nasıl çözülür? Bu
ayırımı yapabilme seviyesine gelene kadar konu çalışmasına devam
edin.

Birçok matematik kitabının sonunda konu tekrar problemleri vardır. Her
konunun sonundan bir problem seçerek, bu problemler arasındaki
farklılıkları not edin. Her problemin çözümü için yapmanız gereken,
ilk basamağı yazın. Mesela; OBEB ile OKEK problemleri arasındaki fark
nedir? Yaş problemleri ile işçi problemlerini nasıl ayırt ederim ve
her biri için işleme nasıl başlarım gibi. Güçlük çektiğiniz konuları
asla atlamayın. Onları iyice öğrenmeden yeni konuya geçmeyin. Örnek
problemleri işlem basamaklarını iyice kavrayana kadar tekrar tekrar
çözün. Bunun vakit alacağını da aklınızdan çıkarmayın.

İşlem kabiliyetiniz iyi, konuları anlıyor fakat çok hata yapıyorsanız;
konu çalışmasından çok pratik yapmaya zaman ayırmalısınız. Bir konuda
kendinizden emin olana kadar çok örnek çözün. Problem çözerken
yanınızda bir saat bulundurun ve bir müddet sonra gittikçe kısalan
sürelerde problemi çözüp çözemediğinizi kontrol edin.

Konuları küçük parçalara ayırın ve basit

örneklerden zor örneklere doğru ilerleyin

Matematik dersinde elde edeceğiniz başarılar, geçmiş olumsuz
deneyimlerinizin izini silecek, gelecek öğrenmeleriniz için yol
açacaktır. Bunun için eksiklerinizi bir an önce telafi etmeye
başlayın. Basit konuları çok iyi anlayana ve problem çözümünde
yeterince otomatikleşinceye kadar soru çözmeye devam edin.

Olumsuz iç konuşmalara son verin

'Bunu asla anlayamam, bu problemi çözmem imkansız, başaramayacağım'
gibi içinizde sürekli tekrarlanan iç konuşmalarınıza kulak vermeyin.
Olumsuz iç konuşmaların insana hiçbir faydası yoktur. Bu konuşmalardan
kurtulmak için şu yöntemi kullanabilirsiniz:

Olumsuz iç konuşmalarınız başladığı zaman gözlerinizi kapatın ve
konuşan sesi bir hoparlör gibi düşünün.

Şimdi bu sesi (hoparlörü) öne çağırın gelsin. Ne diyor? Bu sese
ihtiyacınız var mı? Size bir faydası var mı? Eğer cevabınız olumsuz
ise o hoparlörün sesini kısın, artık hiçbir şey söyleyemesin.

Ya da o sesi kaale almadığınız biri karşınızda konuşuyormuş gibi
düşünün (mesela bir çizgi film karakteri gibi)

Matematik dersine nasıl çalışılır?

1 İhtiyaç duyduğunuzda öğretmeninizden ya da bilen bir kişiden yardım
isteyin. Yapamadığınız soruların yanına bir işaret koyun. Ev
ödevlerinde yapamadığınız soruları atlamayın. En kısa zamanda bu
soruların çözümlerini bilen birinden öğrenin.

2 Sadece öğretmeni izleyerek konuyu anlayamayacağınızı unutmayın.
Mümkün olduğunca çok örnek çözün.

3 Kuralları, formülleri, işlem basamaklarını küçük kartlara yazın. Bu
kartlardan birini rastgele çekerek kural veya formül hakkında neler
bildiğinizi kontrol edin. Bunu arkadaşlarınızla ya da aile
fertlerinizle bir oyun haline getirebilirsiniz

4 Bir arkadaşınızla birlikte çalışın. Araştırmalar, grupla çalışan
kişilerin yalnız çalışanlara göre daha iyi performans gösterdiklerini
ispatlamıştır. Zaman zaman birbirinizin işlemlerini kontrol edin.

5 Konunun başlığını muhakkak yazın. Eve geldiğiniz zaman ödev yapmaya
başlamadan önce defterinizdeki başlığı renkli bir kalemle çizin. Bu
sizin ne yaptığınızı görmenize yardımcı olacaktır.

6 İşlem yaparken her basamağın yanına ne yaptığınızı kendi
kelimelerinizle tekrar not edin.

Niye matematik en korkunç ders?

Matematik, endüstrileşmiş toplumun hemen hemen her ürününde var.
Hiçbir gökdelen, hiçbir cep telefonu veya antibiyotik matematik
olmadan geliştirilemezdi. Gündelik yaşamda ne kadar çok matematik
bilgisi varsa bunları kullanmak için o kadar az matematik bilgisi
gerekiyor.

Avrupa genelinde yüz binlerce öğrenci OECD adına uluslararası bir
uzman ekibi tarafından hazırlanan "Programme for International Student
Assessment"ın soru formlarını doldurdu. Araştırma daha çok
öğrencilerin matematik kabiliyetini ölçmeye dayanıyordu. Türkiye 40
ülke arasında matematikte 33. sırada, okumada 33. sıra ve tabiat
bilimlerinde 35. sırada kaldı.

Matematik soruları, ezbere dayanmayan problemlerden oluşuyordu.
Öğrencilerden formüllerle uğraşmak yerine matematiğin dünyada oynadığı
rolünü kavrayarak, mantıklı bir şekilde uygulamaları istendi.

Gündelik yaşamdaki soruların matematik diline çevrilmesi eğitimciler
tarafından dilimize aşağı yukarı 'matematik okuryazarlığı' olarak
çevrilebilecek, "Matematical Literacy" olarak adlandırılmakta.
Başarılı Pisa öğrencileri her test sorusu için uygun formülü aramak
zorunda olmasalar da, soruyu çok iyi anlamak zorundadırlar.

Örneğin 1998 ve 1999 yılları arasında gerçekleştirilen gasp
olaylarının gösterildiği bir grafiği, şu soruya göre yorumlamak
zorundalar: Gasp olaylarının arttığı doğru mudur?

Öğrencilerin birçoğu 'evet' diyor. Sonuçta yandaki sütun çok daha
yüksektir. Oysa eksenlerin derecelendirilmesine bakan öğrenci gerçekte
gasp olaylarının artmadığını görür. Diğer sorular da uygun deneylerle
çözülebilmekte.

Listenin sonlarında yer alan Türkiye'de öğrencilerin yarıdan fazlası
(yüzde 53) matematikte birinci düzeyin altında kaldı. OECD ülkeleri
ortalaması için bu oran yüzde 30'un altındadır. Türkiye'yi diğer
ülkelerden ayıran bir özellik, okul türleri arasındaki farklılıkların
en büyük olduğu ülke olmasıdır. Japonyanın özellikle de matematikte
hep üst sıralarda yer alması, durmadan çalışmayı gerektiren acımasız
bir sisteme bağlanıyordu. Tokyo'daki Suginami İlköğretim Okulu'nda
yapılan bir ziyaret ilk başta bu önyargıyı kanıtlıyor gibi. Matematik
dersi matematik sorularının sınıfça toplu halde çözülmesiyle
başlıyor.

Bir öğrenci, örneğin 36 x 8 eşittir 288 dediğinde, dördüncü sınıfın
geriye kalan tüm öğrencileri "doğru" diye yanıt veriyorlar.

Öğretmen Yasuho Arita sırayla herkesi kaldırıyor ve en sonunda tüm
öğrenciler aynı soruları kendi kendilerine çözüyorlar ve Arita
öğrencilerin başında kronometreyle bekliyor. Hesap alıştırmaları
bittikten sonra Arita'nın "ilginç matematik" dediği başlıyor.

Öğretmen tahtaya köşeli bir insan çiziyor. Öğrenciler bu figürü yap
boz parçalarına benzeyen Tangram taşlarıyla biçimlendiriyorlar. Ve
birdenbire Japonya'daki matematik dersinin sanıldığı gibi sadece katı
kurallarla işlemediği ortaya çıkıyor. Arita, gayet cazip yöntemlerle
öğrencileri matematiğe özendirmekte.

Ona göre tek başına mekanik alıştırma, zorlu matematik problemlerini
çözme hevesini söndürmekten başka hiçbir işe yaramaz. 'Burada kişisel
çaba gerekli.' diyor Arita... Japon okullarındaki diğer önemli bir
konu da problemlerin herkes tarafından tamamen anlaşılana dek sınıfça
o problem üzerinde çalışılması.

Anlaşıldığı üzere Japon öğrenciler toplu halde alıştırma yapma ve
"ilginç matematik"le biçimlenen matematik dersinin yararlarını
görüyorlar. Oysa ülkemizde diğer derslerde olduğu gibi matematik de
büyük ölçüde formüllerin ezberlenmesine dayanır. "Müzik eğitimi alan
bir öğrenciye yıllarca nota ezberletmeye benzeyen bu sistem, sanata,
nefret duymaktan başka bir şey vermez." diyor Enzensberger.

Matematik korkutan bir ders olmamalı. Öğrencilerin sayılarla ilgili
bilmece dünyasına olan meraklarını uyandırmak mümkün. Ve bu, sayılarla
çevrili bir dünyada pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

(Der Spiegel, 50/2004 / Bilimteknik)
02.04.2005
Psikolog Çiğdem Alparslan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Matematik Fobi değil Hobi olsun..İşte yolları.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» matematik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OKUL DOSTLARI :: Okulumuz :: Matematik-
Buraya geçin: